İyi Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nda bazı maddelerin değiştirilmesine ilişkin verdiği Kanun teklifinin ardından, bu kez, 19 arkadaşı ile birlikte aynı yasa konusunda Meclis araştırması açılması için önerge verdi. Subaşı mevcut Yasaya göre, mükellefe TCK’daki en ağır suçlara verilen hapis cezalarından daha fazla hapis cezası verilebildiğini, aynı eylemin iki kez cezalandırıldığını söyledi. Asliye Ceza Mahkemelerinde karar bekleyen 70 bin dosya olduğu da dile getirildi.
Subaşı, daha önce TBMM Başkanlığına verdiği değişiklik önergesinde, ‘’213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun ‘Kaçakçılık Suçları ve Cezaları’nı düzenleyen 359. Maddesinde pek çok değişlik yapılmıştır. Bu değişiklikler ile suçun işlenmesi için bilerek kullanma (kast) unsuru aranmadığı gibi, çift defter tutmak dışındaki suçlarda vergi ziyaı yani hazine zararı aranması gerektiği hususu da göz ardı edilmiştir’ diyerek yasadaki ilgili 1. Maddenin şu şekilde değiştirilmesini istemişti:
MADDE 1- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 359. Maddesinin e)
bendinden sonra gelmek üzere aşağıda yer alan d) bendi eklenmiştir:
d) Bu maddede yer alan tüm suçların cezalandırılabilmesi için bilerek işlenmesi ve bu
suçlarla ilgili olarak hâzinenin zarara uğrayacak şekilde vergi ziyama yol açılmış olması
gerekir.
Bu maddede yer alan tüm suçlara ilişkin yargılamalarda TCK m.43 hükümleri
uygulanır. Suçun oluştuğu ve devam ettiği her mali yıl için ayrı ayrı cezaya hükmedilemez.
Değişiklik teklifi Komisyon’da
Kanun teklifi Adalet ile Plan ve Bütçe Komisyonlarıdna görüşülmeyi beklerken, Subaşı 19 arkadaşı ile birlikte verdikleri yeni bir önerge ile vergi mevzuatının her yıl pek çok değişikliğe konu olduğunu belirterek, uygulamadaki sorunların ve mağduriyetlerin önlenmesi, mevzuatta yer alan açıkların ortaya çıkarılması, alınabilecek tedbirler ve çözüm önerilerinin araştırılması için meclis araştırması açılmasını istediler.
Antalya Milletvekili Hasan Subaşı ve arkadaşları önerge gerekçesinde; “1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) pek çok değişikliğe konu olmasına rağmen lafzı ve uygulamasıyla pek çok sorun ve mağduriyete yol açmaktadır” diyerek şu görüşlere yer verdiler:
“Verginin konusu, sorumlusu ve yükümlüsü, verginin ödenmesi ve usulü ile tebligat ve daha da önemlisi vergi kaçakçılık suçları ve cezalarının dikkatsiz uygulanması vb. konulara ilişkin karşılaşılan sorunlar nedeniyle ciddi ve telafisi mümkün olmayan mağduriyet oluşmaktadır.
Özellikle 213 sayılı VUK’un ‘Kaçakçılık Suçları ve Cezaları’nı düzenleyen 359. Maddesini dikkate almak gerekmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ‘Kaçakçılık Suçları ve Cezaları’nı düzenleyen 359. Maddesinde pek çok değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikler ile suçun işlenmesi için bilerek kullanma (kast) unsuru aranmadığı gibi, çift defter tutmak dışındaki suçlarda vergi ziyaı yani hazine zararı aranması gerektiği hususu da göz ardı edilmiştir. ‘Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun sahte belge düzenleme ve kullanmada her hesap dönemine 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası uygulanır’ şeklinde görüş oluşturması ile birleşince, ‘Vergi Usul Kanunu’na Muhalefet suçundan’ vergi mükelleflerine uzun hapis cezaları verilmeye başlanmıştır.
Bununla birlikte hükmün uygulanmasında yapılan yorum sonucu TCK’daki en ağır suçlara verilen hapis cezalarından daha fazla hapis cezası verilebiliyor. Örneğin; Beş yıl üst üste sahte belge kullanan mükelleflere, 25 yıl hapis cezası veren mahkemeler ve mahkeme kararları mevcuttur. Bu durum suçun kanuni formülasyonundan ve yorumundan kaynaklanmaktadır. Madde ‘sahte belge düzenleyen veya bu belgeleri kullananlar’ lafzıyla getirilen hukuki yorum nedeniyle aynı eyleme iki kere ceza verilmektedir. Böylece her mali yıl için ayrı ayrı ceza verilmesi söz konusu olmaktadır. Oysaki, TCK’nin zincirleme suç hükümlerinin kabulü ve her hesap dönemi için ayrı ayrı cezalandırma yorumundan vazgeçilmesi kanuni bir düzenlemeyi gerekli kılmaktadır”
Sonuç bekleyen 70 binin üzerinde dosya var
2021 Ocak ayı itibariyle Asliye Ceza Mahkemeleri’nde sonuçlandırmayı bekleyen 70.000'in üstünde dosya olduğunun dile getirildiği önerge gerekçesinde, “sonuçlanan davalarda mahkûmiyet oranının yüzde 60’larda olduğu ileri sürülmektedir ki bu tablo durumun vahametini ortaya koymaktadır” denildi.
Önergenin sonuç bölümünde de şu görüşlere yer verildi:
“Bu gerekçelerle vatandaşımızı mağdur eden uygulamaların ve hükümlerin tespiti, Mevzuatta yer alan açıkların tespiti ile ilgili gerekli araştırmaların yapılması, alınabilecek tedbirlerin ve çözüm önerilerinin belirlenmesi ve uygulanması konularında, Yüce Meclisin ve toplumumuzun bilgilendirilmesi amacıyla, Vergi Kanun ve Uygulamalarından Kaynaklanan Sorunların Araştırılması ve Çözüme Kavuşturulması Konusunda Meclis Araştırma Komisyonu kurulması ihtiyacı hasıl olmuştur.
Komisyonun çalışmaları neticesinde ortaya çıkacak rapor ve sonuçlar; sadece VUK madde 359 özelinde düşünülmeden, yeni bir vergi sistemi ve vergi usulü hüküm ve prensiplerini belirleyecek, mağduriyetleri giderecek, teknolojin ve çağın getirdiği yenilikleri benimseyecek vergi konusundaki temel kanunların TBMM Genel Kuruluna getirilmesine de hazırlık olacaktır”