Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi, TBMM Deprem Araştırma Komisyonu Üyesi Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de diri deprem fay hatlarındaki yapılaşmanın önlenmesi için bir kez daha hareket geçti.
2020 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) ‘Fay Yasası’ olarak bilinen “7296 Sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi” sunan Dr. Müzeyyen Şevkin’in kanun teklifi 2021 yılında mecliste görüşülmüş ancak AKP-MHP oylarıyla reddedilmişti.
6 Şubat 2023 Pazartesi günü saat 04.17’de Kahramanmaraş Pazarcık’ta 7.7 büyüklüğünde, saat 13.24’te Kahramanmaraş Elbistan’da 7.6 büyüklüğünde meydana gelen ve 11 şehirde büyük can kayıplarına, hasara, ekonomik sorunlara yol açan depremler nedeniyle bir kez daha meclisi uyaran ve 'Fay Yasası Teklifi’ni yenileyen Dr. Şevkin, depremlerin ardından Kahramanmaraş, Adana, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman, Hatay, Kilis ve Elazığ illerinde can kaybı ve yaralı sayılarının her geçen gün arttığını dile getirdi.
“FAY ZONLARINA YAPI İNŞA EDİLMESİN”
Öyle ki; depremin 15. gününde ölü ve yaralı sayısının tam olarak bilinmemekle birlikte resmi makamların 40 bin 642 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini, 100 binden fazla vatandaşımızın yaralandığını belirttiğini vurgulayan Dr. Şevkin, iki büyük deprem sonrası 6 binden fazla artçı deprem oluştuğunu, depremler nedeniyle toplam 84 bin 726 binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edildiğinin kaydedildiğini aktardı. Kahramanmaraş merkezli bu depremlerin Türkiye’nin yaşadığı ilk depremler olmadığını ve ne yazık ki son da olmayacağını ifade eden Dr. Şevkin, Fay Yasası olarak bilinen 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un “Su baskınına uğramış veya uğrayabilir bölgeler, İmar ve İskan Bakanlığının teklifi üzerine Devlet Su İşlerinin bağlı bulunduğu Bakanlıkça; yer sarsıntısı, yer kayması, kaya düşmesi ve çığ gibi afetlere uğramış veya uğrayabilir bölgeler ise, İmar ve İskan Bakanlığınca tespit ve bunlardan şehir ve kasabalarda meydana gelen ve gelebileceklerin sınırları imar planına, imar planı bulunmayan kasaba ve köylerde de belli edildikçe harita veya krokilere işlenmek suretiyle, afete maruz bölge olarak İmar ve İskan Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılır ve bu suretle tespit olunan sınırlar, İmar ve İskan Bakanlığının isteği üzerine ilgili valiliklerce mahallinde ilan olunur” şeklindeki 2. Maddesinin başta deprem üreten fay hatları üzeri olmak üzere heyelan, kaya düşmesi, çığ, su baskını gibi doğa kaynaklı afetlere uğramış veya uğrayabilir alanlar üzerine herhangi bir yapı inşa edilmesine ilişkin bir yaptırımı içermediğine dikkat çekti.
GEREKÇELERİNİ SIRALADI
Meclise ikinci kez sunduğu ‘Fay Yasası’nın Türkiye’deki aktif deprem fay hatları veya zonları ile heyelan, kaya düşmesi, çığ, su baskını gibi doğa kaynaklı afetlere uğramış veya uğrayabilir alanlar üzerinde herhangi bir yapı inşa edilmemesi, can ve mal kaybının engellenmesini amaçladığının altını çizen Dr. Şevkin, gerekçelerini de şu şekilde açıkladı:
“Başta deprem olmak üzere doğa kaynaklı afetler sonucunda sık sık can ve ekonomik kayıplarını yaşadığımız Ülkemizde, doğa olaylarının afete dönüşmemesi için yapılması gerekenlerin en başında afet zararlarını azaltıcı ve önleyici yasal düzenlemelerin bilimsel, teknik normlara ve uluslararası standartlara uygun olarak yapılması gelmektedir. Türkiye Diri Fay Haritası baz alınarak yapılan incelemede, “Aksaray, Bolu, Sakarya, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Denizli, Erzurum, Kahramanmaraş, Hatay, Hakkari, Muğla, Eskişehir, Kütahya, Bingöl” gibi 18 ilimizin merkez yerleşim birimleri ile 80’i aşkın ilçe merkezinin ve 10 ili etkileyen son Kahramanmaraş depremini yaşadığımız köylerin de bulunduğu 502 köyümüzün deprem üretme potansiyeli yüksek aktif fayların geçtiği hatlar üzerine doğrudan oturduğu bilinmektedir. Son yaşadığımız, Kahramanmaraş depremi de göstermiştir ki, depreme kaynaklık eden Doğu Anadolu Fay Zonu doğrudan Kahramanmaraş ve Hatay illerimiz gibi bir çok ilçeler ile bir çok köy yerleşim birimlerinin içinden geçmektedir. Bu zon üzerindeki yapılar depreme karşı koyarak ayakta kalması mümkün olmamış, can ve mal kayıpları ortaya çıkmıştır. Çok sayıda il merkezimizin ve ilçelerimizin de benzer durumda olduğu göz önüne alındığında, başta aktif fay hatları veya zonları olmak üzere, doğa kaynaklı afetlere uğramış veya uğrayabilir alanlar üzerine herhangi bir yapı inşa edilmesi önlenmelidir. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile afete maruz alan olarak ilan edilmiş bölgelerin 6306 Sayılı Kanun kapsamına öncelikle alınarak dönüşüme tabii tutulması gerekmektedir. Başta deprem olmak üzere, doğa kaynaklı afetlere maruz olabileceği belirlenerek ilan edilmiş alanlarda can ve ekonomik kayıpların yaşanmaması için 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 2. Maddesinin önerilen şekilde değiştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.”
Meclisi bir kez daha ve ısrarla harekete geçmeye davet eden Dr. Şevkin’in kanun teklifi şöyle:
“UMUMİ HAYATA MÜESSİR AFETLER DOLAYISİYLE ALINACAK TEDBİRLERLE YAPILACAK YARDIMLARA DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle
Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Yapılacak özel jeolojik araştırmalar sonucunda aktif olduğu tespit edilen fay hattı veya zonları ile heyelan, kaya düşmesi, çığ, su baskını gibi doğa kaynaklı afetlere uğramış veya uğrayabilir alanlar üzerine herhangi bir yapı inşa edilemez. Tespit edilen bu alanlar 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu çerçevesinde imar planlarına işlenir. İmar planı bulunmayan kasaba ve köylerde harita ve krokilere işlenmek suretiyle afete maruz olabilecek alan olarak ilan edilir. Afete maruz alanlar, İçişleri Bakanın teklifi ile Cumhurbaşkanlığınca kararlaştırılır. Bu suretle tespit olunan alan sınırları, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının isteği üzerine ilgili valiliklerce mahallinde ilan olunur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.”